Güneşli bir Eylül sabahında İzmir’in 35.5’uğundan 35’ine doğru vapurla yol alıyoruz. Yani Karşıyaka’dan Göztepe’ye doğru adı gibi şahane olan Güzelyalı sahilinden İzmir körfezini sağımıza alarak ilerliyoruz. Durağımız belli Küçükyalı mevkiinde caddenin körfeze bakan tarafında, güneş ışığıyla pırıltılarını saçan denize nazır 200 m²’lik bir daire. Avukat Özlem ve Atilhan Akısü ile bir yaşındaki bebekleri bizi karşılıyor.
Minik bebeklerinin dünyaya gelmesiyle son bir yılda her şey onlar için tamamen değişse de; bu Güzelyalı evinin hikayesi bebek gelmeden önceye dayanıyor. Özlem ve Atilhan Akısü çifti evlenmeye karar verdiklerinde bu evi satın almışlar. O zamanlar eski, uzun zamandır tadilat görmemiş bir daireymiş. Diğer standart yalı dairelerine göre oldukça büyük olan dairenin tasarım ve projelendirmesini RSG İç Mimarlık üstlenmiş.
2002 yılında kurduğu RSG İç Mimarlık’ta tasarım ve uygulama alanlarında, farklı ölçeklerde çalışmalar yapan iç mimar R. Semih Güven, üzerinde çalıştıkları her projede yaratıcılıklarını, sahip oldukları mesleki birikimle birleştirerek daha önce yapılmamış olanı yapmak vizyonuyla hareket ettiklerini belirttiği sözlerini şöyle sürdürüyor. RSG İç Mimarlık olarak, mimari tasarım anlayışına detay katarak mekânsal uyumu yakalıyor ve yaşam alanıyla kullanıcıları bütünleştirmeyi hedefliyoruz. Detayları oluştururken, estetik, zarafet ve yenilikçiliğin mekânsal kurgudaki öneminin farkındalığıyla hareket ediyoruz. Tasarım, kullanıldığı mekan ile kavramsal bir bütünlük oluşturmalıdır. Akısü çifti de detaylara titizlikle yaklaşma bilincinde olduğu için tasarım süreci rahat bir akışta gelişti. Akısü’lerin evi bir apartmandaki tek kattan oluşuyor. Evde dört oda bulunmakta. Evin genelinde kendini gösteren ‘’beyaza ‘’ ek olarak perde ve döşemeliklerde bej ve kahve tonları hakim. Genç çiftin yuvalarını modern, yalın, gereksiz eşyalardan arındırılmış şık bir yaşama alanı olarak tarif etmek mümkün. Şimdi çocuk odası olarak kullanılan alan, ilk başlarda dekore edilmeye hazır olarak yeni sahibine beklemeye bırakılmış. Evde biri ebeveyn banyosu olmak üzere iki adet banyo mevcut. Seramiklerin parlak, ahşap işlerinin de yarı parlak ürünlerden seçildiği banyolarda düz, keskin ve köşeli hatların ve beyazın hakim olduğu bir tasarım takip edilmiş. Misafirler için düşünülen banyo oldukça gösterişli. Ebeveyn banyosu tamamen rahatlama üzerine düzenlenmiş. Banyodan içeri adımı attığınız anda çok şık spa merkezine gelmiş gibi hissediyorsunuz. Jakuzi ile birlikte kullanılan tik ahşaplar mozaik ile bütünleşmiş ve ortaya ev halkının tüm iş yorgunluğunu yarım saatte üzerlerinden atmalarına yardımcı olan bir banyo çıkmış. Burada ayrıca çok özel bir lavabo ve şelale akışlı bir batarya kullanmayı tercih etmişler. Şık İtalyan fayanslar ise göz dolduruyor.
Evin salonu oldukça büyük ve kendine özel otomasyon ile özel bir ses sistemine sahip. Rahat kullanışlı ve aynı zamanda vakit geçirmekten keyif alınabilecek akıllı bir salon olarak tasarlanmış. Toplu davetler ya da özel yaşam için farklı oturma köşeleri düşünülmüş. Son dönemde yıldızı parlayan yalancı şömine köşesi de hemen dikkatimizi çekiyor. Özel bir yakıt ile duman ve koku çıkarmadan, oldukça fazla ısı vererek gerçek alevi gösteren bu ürün bir paslanmaz kutudan oluşuyor. Bu köşe özellikle kış aylarında misafirlerin favori bölümü. Salonun bir bölümünün orijinal halini değiştirerek vestiyer odası olarak kullanmaya karar vermişler. Akısü çifti başta bu fikre uzun süre karşı çıktıklarını itiraf etseler de şimdi verdikleri karardan çok memnunlar.
Evin geneline açık bir biçimde yansıyan konfor arayışı mutfakta da kendini gösteriyor. Burası bir çok amaca hizmet edilebilecek şekilde yaratılmış diyebiliriz. Mutfakta bolca vakit geçirebilmek mümkün. İster kafa dinlemek için mutfaktan çıkarılan küçük ve şirin balkonda kitap okumayı seçin, ister kanepeli köşede uzun süre televizyon izleyip yemek yiyin. Mutfağa özgü bu rahat koltuklar salonun konforu ile yarışacak durumda. Özlem Hanım’ın mutfakta çok zaman geçirmeyi sevmesi tasarımı büyük oranda etkilemiş ve kendine özgü bir yaşam alanı yaratmış.
Atilhan beyin kendine ait bir hobi odası bulunuyor. Kendi isteği üzerine fotoğrafçılık merakına ve baskı ihtiyaçlarına göre bir oda tasarlanmış. Bu oda kendisinin çektiği fotoğrafları, düzenlediği arşivlediği, baskı aldığı teknolojik bir ‘’ karanlık oda ‘’ Yazıcının altına farklı özellikteki fotoğraf baskı kağıtlarını saklayabilmesi için özel çekmece gözleri yerleştirilmiş. Atilhan bey ayrıca tam bir kitap tutkunu. Özellikle fotoğraf üzerine çok özel bir arşivi var. Bu kadar çok kitabı saklayabilmesi için özel rayda kayabilen bir kitaplık tasarlanmış. RSG İç Mimarlık’ın fazlaca kitabı depolamak için bulduğu çözüm kusursuz bir kitaplık ortaya çıkarmış. Arka taraftaki yayınlara bile rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz.
